Polis teşkilatı, suçla mücadelede yeni ve sıra dışı bir yöntem dener. Emekli olmuş eski milli sporcuları özel bir alım süreciyle bünyesine katar. Bir zamanlar dünya çapında ülkelerini temsil etmiş, madalyalar kazanmış bu sporcular, kariyerlerinin zirvesinden sonra beklenmedik zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Maddi sıkıntılarla boğuşanlar, yaşadıkları kişisel trajedilerin izlerini taşıyanlar ve teşkilat içinde sporcu geçmişleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalanlar vardır.
Ancak bu sporcular, sadece geçmişteki başarılarıyla değil, aynı zamanda sporculukları boyunca edindikleri eşsiz yetenekler ve sarsılmaz azimle de dikkat çekmektedirler. İşte tam da bu noktada, özel bir birim oluşturularak bu yetenekli isimler yeniden bir araya getirilir. Atletizm pistlerinde, güreş minderlerinde, yüzme havuzlarında ya da diğer spor dallarında zirveye çıkmış bu insanlar, şimdi madalyalarını bir kenara bırakıp polis rozetlerini takarak suçluların peşine düşerler.
Her birinin farklı spor branşlarından gelmesi, bu özel birime geniş bir yetenek yelpazesi sunar. Bir zamanların hızlı koşucusu, şimdi şüphelileri nefes kesen kovalamacalarla yakalar. Güçlü bir güreşçi, fiziksel mücadele gerektiren durumlarda ekibine avantaj sağlar. Keskin nişancı olan eski bir atıcı, uzak mesafeden hedefleri etkisiz hale getirir. Takım ruhu, disiplin ve kazanma azmi gibi sporun temel prensipleri, şimdi onların suçla mücadelesinde en önemli silahları haline gelir.
Ancak bu yeni görevleri hiç de kolay değildir. Spor sahalarındaki rekabetten farklı olarak, suç dünyasının acımasızlığı ve karmaşıklığıyla yüzleşmek zorunda kalırlar. Kendi içlerinde de uyum sorunları yaşayabilir, farklı geçmişlerinden ve spor disiplinlerinden kaynaklanan çatışmalarla karşılaşabilirler. Ancak ortak amaçları, adaleti sağlamak ve toplumu suçtan korumaktır.