Jeanne, evli ve iki çocuk sahibi bir yazardır. Bir gün evindeki eşyaların yerlerinin değişmeye başladığını fark eder. Başlangıçta küçük detaylar gibi görünen bu değişiklikler zamanla daha belirgin hale gelir ve Jeanne'i derinden rahatsız eder. Sadece evinde değil, kendi bedeninde de tuhaf dönüşümler yaşamaya başladığını hisseder. Ancak çevresindeki hiç kimse, ailesi bile bu durumu fark etmez ve onu yazdığı yeni kitabın stresiyle ilişkilendirirler.
Jeanne, bu rahatsız edici olayların giderek daha da derinleştiğini fark eder. Annesinin evindeki eski bir fotoğraf, onu İtalya'da Rosa Maria adında bir kadını araştırmaya iter. Bu arayış, Jeanne'i kimliğinin tuhaf ve şok edici gerçeğiyle yüzleştirecektir. Yavaş yavaş Rosa Maria adlı başka bir kadına dönüşmeye başlayan Jeanne, kendi benliğini sorgulamaya başlar. Bu sürreal ve psikolojik yolculukta, Jeanne kim olduğunu ve gerçekliğin sınırlarını sorgulayarak kendi iç dünyasına doğru derin bir yolculuğa çıkar.